"Milli" Takım

Özellikle 2004 Avrupa kupasından sonra her zamanki gibi sistemsiz ülkemizin en güzel idare edici lafı “ne olacak bu milli takımın hali” sorusuna takılıp kaldık. İçinde soru özelliğinden çok “Ah le yar yar yine başımda sevdan” türkü hali yaratan bu soru olmayan soruyu son olaylarla birlikte umarım bir kenara bırakmışızdır. Çünkü bizim dışımızdaki bütün ülkeler milli takımın Gazla Çalışmayan bir şey olduğunu yaklaşık 20 sene önce anladılar. Zaten bunu bilmeniz için önce batı Avrupa’yı tanıyor olmanız lazım fakat bizim federasyon Berlin Duvarı’nın iskandan yıkıldığını sananlar ordusu olduğu için Gazla Çalışan Türkiye’ye tekrar Fatih Terim dediler ve kendi duvarları yıkıldı. Konulara girmeden özetleyip geçmişe bir sünger çekiyoruz J

Peki şimdi ne olacak? Hiçbir şey olmayacak belki Lucescu’nun çözüm üreten final başarısıyla Dünya Kupası’na gideceğiz belki de gidemeyeceğiz. Ve bunun sonuçlarında belki Lucescu’yu yeni ilah yapacağız belki de günahkar.

Çözüm ?

Çözüm aslında zor gibi görünse de birçok fırsat ayağımıza geldiği için çok basit. İspanya ve Almanya gibi başarılı ülkelerin zorla kendi ülkelerine katmaya çalıştığı farklı kökenli futbolculara aslında biz sahibiz.

Önce şunu anlayalım:

ALMANYA’DAKİ FUTBOLCULAR GURBETÇİ DEĞİL. FARKLI KÖKENLİ...

Köken 1. Anlamı Bir şeyin çıktığı, dayandığı temel, biçim, sebep veya yer, menşe. Yani futbolcular dünya ahiret Türk de olsalar futbol literatüründe farklı kökene sahipler. Anadilleri gibi Almanca ve Flemenkçe konuşan ve Batı Avrupa disipliniyle yetişen futbolcular:

Oğuzhan Özyakup, Emre Mor, Gökhan Töre, Cenk Tosun, Hakan Çalhanoğlu, Nuri Şahin, Olcay Şahan, Yunus Mallı, Ömer Toprak, Mevlüt Erdinç. Bu futbolcularla beraber profesyonel futbolun gerçekten ne demek olduğunu bilen, çalışkan ve uluslararası bilinirliğe sahip diğer türkiye çıkışlı ve türkiye de top koşturan başlıca futbolcularımız;

Arda Turan, Enes Ünal, Çağlar Söyüncü, Emre Çolak, Cengiz Ünder, Volkan Babacan, Semih Kaya, Mehmet Topal, Yusuf Yazıcı, Okay Yokuşlu, Serdar Aziz.

Çözüm Aslında gidiş yolunda. Lucescu’nun yardımcısı Tayfur Havutçu. Eğer plan Lucescu tecrübesiyle beraber sonunda Alman kökenli bir Türk futbolcudan hoca yaratmaksa harika.

Eğer finalde Lucescuyu övmeden veya yermeden bayrağı teslim etmesini söyleyerek bir proje oluşturup, bu ekibin içine Tayfun Korkut’u da dahil etmekse ülke futbolu eski çağdaki dönemden kurtulmuş olur.

"Türk jenerasyonuna Babalık değil, abilik ve Klopp arkadaşlığı gerekmektedir. Fatih Terim miyadını doldurmuştur."

Kendimizi kandırmayalım, Milli takımın başarılı olduğu 2002 ve 2004 dönemlerindeki futbolcu yapısının %80'i Fatih Terim başarısıdır. Uefa kupasına giden yolda Galatasaray altyapısından çıkan futbolcuların çoğunluğu ve ten uyumuyla yaratılmış bir fatih terim eseridir. Fakat bu futbol düzeni Fatih Terimle beraber yaklaşık 10 yıl önce çöküşe başlayıp, son 5 yılda da neden sonuç ilişkisiyle tamamen çökmüştür. Nedeni taktik gelişim, takım uyumu, oyun içi farklı formasyon hazırlıklarıyla oyun tamamen matematiğe dönmüştür. Sonucu da matematiksiz bir milli takımdır. Fatih Terim Galatasaray'ın başındayken 10 yıl önce bireysel oyuncular üzerinden oynanan oyuna nokta atışı bir hamle ve sabır ile Hagi-Popescu-Taferel omurgasını aynı jenerasyondan oyuncularla takım haline getirmiş onlara hocalık değil babalık yapmıştır.TAKTİK MAKTİK YOK BAM BAM BAM Real Madrid'i bile mat etmiştir.

Aynı omurgayı Muslera-Sneijder-Drogba ile yaptığında işler artık eskisi gibi değildir. En büyük takım bile artık taktik disiplinle BAM BAM BAM oynamaktadır. Dolayısıyla Engin baytar ve Sabri gazı iç sahanda Real Madrid in seni 6-0 yenmesine engel olamamıştır (Aradaki fark yaklaşık 10 sene) Ve sen maçtan sonra “ilk yarım saat kalemize getirmedik” diyecek kadar demodesindir.

Şuanda yaş ortalaması 24 olan Alman ekolü ve disipliniyle yetişmiş futbolculara ve yeni nesil Arda Turan farkındalığındaki Türk jenerasyonuna Babalık değil, abilik ve Klopp arkadaşlığı gerekmektedir. Fatih Terim miyadını doldurmuştur. Fakat mesele Terim değil Türk futbol kültürünün tamamen babalığa rant vermesiyle ilgilidir. Kesin çözüm kangren olan yeri kesmekten geçer. Radikal bir kararla Milli Takım bünyesindeki futbolcuların yetişme tarzına uygun Tayfur Havutçu – Tayfun Korkut birlikteliği gerekmektedir. Bu birliktelik uzun vadede Milli Takımı kulüp takımı yapacak ve dolayısıyla Milli Takımımız olacaktır.

Ferhat AZİZOĞLU

microsport yazarı