AZİZ KOCAMAN FENERBAHÇE ŞAMPİYON
- micro sport blog
- Aug 24, 2017
- 3 min read
Bu gece yaşanılan hezimetin geleceği sezon başından beri bas bas bağırıyordu. Adı sanı bilinmeyen Romanya 2. Lig takımından yenen 3 gol ve alınan yenilgiyle bu muhteşem serisi başlamış oldu Fenerbahçe’nin.

Ardından nispeten daha zor takımlara karşı ne üreten ne de ürettiren tarzda benimsenen oyunla birlikte beraberlik serileri gelmeye başladı. Hazırlık maçları dahil olmak üzere bu sene oynan bütün karşılaşmalarda sadece 2 galibiyet (Sturm Graz, Cagliari) alarak mükemmel (!) bir özgüvenle başlanan sezonda kaçınılmaz son 6. resmi maça denk geldi. Biraz da geçen sene sonuna giderek, göreve getirilen Aykut Kocaman’ın taraftar gözünde ne anlam ifade ettiğine gelelim. Malum sezonun ikinci yarısında alınan 17’de 16 galibiyetle birlikte gelen şampiyonluk her zaman Aykut Kocaman’ın camia içindeki kredisini arttıran bir etkendi.
"Başarısızlıklarından ders alıp önlemini alabilecek bir Aykut Kocaman'a ihtiyaç vardı"
Ardından gelen Avrupa Ligi Yarı Finali ile birlikte kredisi iyice arttı ki, bir anda yollar ayrıldı. Yol ayrımında, Aziz Yıldırım’ın da söylediği gibi kendisi olduğu sürece ASLA bu takımın başına geçemezdi ki geçmesi çok uzun sürmedi.

Taraftarın en büyük beklentisi; geçirilmiş başarılı sezonlardaki artılarına, başarısızlıklarından ders alıp önlemini alabilecek bir Aykut Kocaman bu takımın tam da ihtiyacı olan kişiydi. Tekrar vurgusunu yapmak lazım, başarısızlıklarından ders alıp önlemini alabilecek bir Aykut Kocaman. Artık pek fazla söylemekten çekinmediğim bir tabirle “dikine futbol düşmanı” sayın Aykut Kocaman için köy takımına karşı da olsa aşılması gereken “Kocaman” bir dağ vardı. İlk maçta alınan 2-0’lık skoru, Türkiye üzerindeki herhangi bir takım kendi lehine kolaylıkla çevirebilecek kapasiteydi. İlk maçta alınan avantajlı skorla, bütün maç katı savunma yapması beklenen Vardar’a karşı fizik kapasitesi 4 yaşındaki kardeşimden hallice Van Persie ile tek forvet çıkarak bu maça ne kadar hazırlandığımızı bütün dünyaya gösterdik. Öğlen yemeğinde insan yiyen stoperlere karşı yapabileceğimiz en mantıklı hamleydi J Diyebilirsiniz ki Soldado sakat ve 3. Alternatif Ahmethan iken başka çaremiz var mıydı? Sakatlanma potansiyeli çok yüksek olan Soldado’yu bu taraftar getirmedi, sezonun başı olmasına rağmen belki de en önemli maçlarından birine kurtarıcı olarak Ahmethan’ı oyuna babam sokmadı. İlk defa mantıklı bir zamanlamayla beraber getirilen teknik direktör, kendi(!) transferlerini 24.08.17 tarihine kadar yetiştiremediyse bu sistemde bir sıkıntı vardır. (Yarından itibaren aceleci transfer hamleleri gelecek, saçma sapan paralar yok yere harcanaktır.) Oyunla ilgili söylenecek çok fazla bir şey yok. Çok fazla ıslıklanmak istemeyenlerin nasıl olsa ıslıklanmaz beklentisiyle Valbuena’ya topu verip, bir ümit beklemesiyle geçen koca bir 90 dakikaydı.

Hızlı bir nostalji yaşatarak, Fenerbahçe’nin kahraman futbolcularına puanlarını verelim. Kameni : (*) Volkan’ın hafif esmeri. Direkler yardımcısı oldu, daha büyük sıkıntı yaşabilirdi. Isla: (**) Çok fazla risk almadan oynuyor. Yıllardır Gökhan’a alışmış taraftarların beğenmesi imkansız. Dünya üzerindeki standart sağ beklerden bir farkı yok. Neustadter(*): Avrupa’da atılan gollerin bu vatandaşa denk gelmesi çok enteresan. Çok kırılgan ve defanstan top çıkarırken topu ayağında çok geveliyor, rakip savunmaya vakit kazandırıyor. Skrtel(*): Duran toplarda kafayı isabetli şekilde vurmayı inşallah 10 sene içinde öğrenerek takıma olumlu katkı sağlayacak. İsmail(*): İleri geri bilinçsiz bir şekilde koşturuyor. Mükemmel sağ ayağıyla orta denemeleri taraftarı memnun etmemiştir diye tahmin ediyorum. Ozan: (*) Acilen Sibel Can ile temasa geçip fazla kilolarından kurtulmalı. Batuhan Karadeniz'i yaşam koçu olarak tutmalı. Mehmet Topal(*): Kapasitesi çok sınırlı. Kendisi de bunun bilincinde. Dirar(*): Sağ bek oynasa belki daha faydalı olur. Sağ açıkta taraftarın sabredebileceği bir oyuncu değil. Şeyşu =) (*): Kendi etrafında dönmekten ileriye oynayabilirse katkı verme ihtimali diğer arkadaşlarına göre daha yüksek. Valbuena(***): Çok fazla zorluyor. İsteği nedeniyle taraftar herhangi bir şekilde tepki göstermiyor. Skor katkısı veremediği müddetçe taraftar tepki göstermeye başlar, çok fazla kendine güvenmemesi lazım. (Bu takımda Alex ıslıklandı) Van Persie (?): Potansiyeli çok yüksek bir futbolcu. Rakip takıma çok şey katacağına inanıyorum. Takımda kalmalı.
"Aykut Kocaman, Fenerbahçe’nin 100 yılı aşmış dominant, hücum futbolu genleriyle oynayarak tarif dahi edemeyeceğim sinik bir karaktere dönüştürmüştür"
Avrupa macerası erken bittiğine göre, annemizin liginde Fenerbahçe için umut var mı?
İlk iki maçta kaybedilen 4 puanla birlikte hem psikolojik hem de özgüven olarak diğer rakiplerinin bir hayli gerisinde.
Bu takım kazandıkça özgüvene sahip olacak söylemi kesinlikle doğruyu yansıtmıyor. Fenerbahçe kazansa bile asla 2-3-4 farklı galibiyetler alamayacağı için, bütün galibiyetleri Fenerbahçe taraftarları olarak kelle koltukta alacağız.
Bunun tek sorumlusu Fenerbahçe’yi son yıllarda özgüvensizliğe, sinmiş futbola, baskıcı ve dominant karakterinden uzaklaştıran Aykut Kocaman’dır.
Zico dönemi Fenerbahçe’si hangi skorla geriye düşerse düşsün, bir şekilde maçı çevirecektir güveni son 10 yıldır bu camiada yok.
Aykut Kocaman, Fenerbahçe’nin 100 yılı aşmış dominant, hücum futbolu genleriyle oynayarak tarif dahi edemeyeceğim sinik bir karaktere dönüştürmüştür.
Hoca’da bu denli bir inatla sabreden, gönderip gönderip geri getiren Aziz Yıldırım bu kaçınılmaz sonun baş aktörüdür.
Haşa padişahım sizi başarısızlıkla sorumlu tutmak istemezdim ama durum böyle.
Bir sonraki 20 yılınızda telafi edeceğinize güvenim tam.
Neticesinde siz bu camia için 1 sene hapis yattınız.
Yersen.
Saygılarımla,
Hasan Can Tanış
Micro Sport Yazarı
Comments