SON 16 BAŞLADI

Eurobasket 2017'de çeyrek final öncesi eşleşmelerde dünün programı şu şekildeydi:

Slovenya-Ukrayna: 79-55

Almanya-Fransa: 84-81 Finlandiya-İtalya: 57-70 Litvanya-Yunanistan: 64-77

Günün ilk maçı Slovenya-Ukrayna arasındaydı. Daha önceden benim ve çoğu kimselerin de tahmin ettiği gibi Slovenya hiç zorlanmadı. Son çeyrek dışında her çeyrek farkı daha da arttıran bir basketbol oynadı. Özellikle Anthony Randolph bu maçta yıldızlaştı. Ukrayna'nın uzunlarına zor anlar yaşatan Randolph, pota altından bulduğu sayılarla etkili olmaya başladı. Sert savunmayla karşılaştığında ise orta mesafe şutuna güvenerek skora katkı yapmaya devam etti. Ayrıca bulduğu 3'te 3 üçlük isabeti de farkın açılmasını sağladı. Dragic'e fazla iş düşmediği için daha çok Luka Doncic ile oyun kuran Slovenya, Doncic'ten de 14 sayı, 10 ribauntluk katkı aldı. Prepelic de kenardan gelip dış atışlarıyla 14 sayı üretti. Ukrayna'da ise Pustovyi hiç etkili olamadı ve sadece 4 sayı üretebildi. Pustozvonov 11 sayı ile oynarken, Lukashov da 9 sayı üretti. Ukrayna hızlı basketbolunu da oynayamadı zira Slovenya savunmada sağlam kalıp hücumda da faul çizgisine gidince temponun Ukrayna'nın istediği seviyelere çıkmasına izin vermedi. Maç skoru: 79-55 Slovenya.

İkinci maç Fransa ve Almanya arasında oynandı. İlk çeyrekte Fransa hücum anlamında daha öncede belirttiğim gibi kadro derinliğinden yararlandı. Fournier, Heurtel, Lauvergne ve Diaw ile sayılar buldu. Almanya'da ise Dennis Schroeder hücum da takım arkadaşlarını oynatmaya çalıştı fakat çok başarılı olamadı. Sonrasında kendisi de pek hücum ritmi bulamayınca ilk çeyrek skoru Fransa lehine 19-10 olarak tabelaya yansıdı.

İkinci çeyrekte ise Almanya taktiksel olarak çok doğru oyuncu değişiklikleri yaptı. Thiemann'ın kenardan gelip yaptığı katkının yanı sıra Schroeder de oynamaya başladı. Fransa Seraphin ve Diaw ile boyalı alandan etkili olurken Almanya'da Staiger 2'de 2 üçlük isabetiyle farkın açılmasına izin vermedi. Fakat son 5 dakikaya girilirken Boris Diaw tecrübesiyle takımı sırtladı ve Almanya'nın üçlüklerine cevap verdi. İlk yarı skoru: 40-34 Fransa.

İkinci yarıda, Almanya çok iyi hücum etmese de savunmada önemli işler başardı. Schroeder özellikle maça biraz daha ağırlığını koymaya başladı. Almanya'nın ihtiyacı olan dış atışlar üçüncü çeyrekte de eksikti ama son çeyrek başlangıcında Staiger, Lo ve Barthel ile gelen üçlükler sayesinde Almanya öne de geçti. Daniel Theis da Almanya'nın skor üretme açısından çeşitlilik bulmasını sağladı. Fransa Boris Diaw'ı çok dinlendiremezken son çeyreğin ortalarında Dennis Schroeder kenarda nefesleniyordu. Almanya açısından her şey doğru işlerken Fransa, skorerlerinden beklediği performansı bulamadı. Son 5 dakikaya girildiğinde Schroeder Almanya'da oyuna girerken, Fournier ve Heurtel de Fransa'da oyuna girdi. Fakat Almanya son 5 dakikada 6'da 5 gibi bir üçlük isabeti buldu ve farkı açmaya başladı. Fakat son 1 dakikaya girilirken Fransa, Almanya'nın yaptığı basit hataları affetmedi ve farkı tek baskete indirdi. Çok çekişmeli geçen son saniyelerde De Colo maçı uzatmaya götürecek basketi bulamayınca Fransa maçtan 84-81 mağlup ayrıldı. Böylece Almanya Türkiye-İspanya maçının galibiyle karşılaşacak. Daha öncede yazdığım üzere, Almanya'da Schroeder hem oynadı hem de oynattı. Fransa ise istikrarsız basketbolunun kurbanı olmuş oldu.

İtalya-Finlandiya maçında ise İtalya beklenenden çok formda ve hızlı başladı. Takım olarak derslerine çok iyi çalışmışlar ve iyi dinlenmişler. İlk çeyrekte Belinelli, Datome ve Melli üst üste üçlük isabetleri buldu. Finlandiya ise Wilson ve Salin ile etkili olmaya çalıştı ama çok başaramadı bunu. İlk çeyrek skoru: 30-17 İtalya.

İkinci çeyrekte İtalya turnuvada maç başı attığı 70 sayının yarısını 5 dakika kala yakalamıştı bile. Belinelli adeta maça sadece üçlük atmaya çıkmış gibiydi. Artı İtalya'nın topu çok iyi paylaşan bir takım olduğunu söylemiştik. O konuda da yine izleyenleri yanıltmadılar ve Finlandiya'nın başını döndürdüler. İlk yarı skoru: 48-29 İtalya.

İkinci yarı da ise İtalya'nın ateşi söndü. Datome ve Belinelli'nin de dinlendiği zamanlarda Fark biraz da olsun kapandı ama üçüncü çeyrekte de hiç tek haneleri sayılara inmedi. Bu dakikalarda kenardan gelen Biligha'nın katkılarının yanı sıra Daniel Heckett da sayı üretti. Son çeyrekte ise Melli dördüncü faulünü alıp son 3 dakikaya kadar neredeyse hiç oynayamadı ama skor anlamında Datome ve Belinelli dışında alternatif oyuncular hücum rotasyonuna dahil olunca İtalya farkı 10-15 sayı civarlarında sabitledi. Son bir buçuk dakikaya girildiğinde fark uzun bir aradan sonra tek haneye indi fakat İtalya süreyi iyi eritince maçtan galip ayrılmasını bildi. Maç skoru: 70-57 İtalya. Son maçta Litvanya ile Yunanistan karşı karşıya geldi. Şahsi beklentimin aksine maça Yunanistan çok iyi başladı. Printezis ve Calathes hücumda belki de Yunanistan'ın sergilediği en iyi hücum performansını sergiledi. Calathes özellikle bir orkestra şefi gibi yönetti takımı. Kenardan da doğru hamleler geldi. Papanikolaou ve Pappas'ın basketleriyle de etkili olan Yunanistan ilk çeyreği 25-17 önde bitirdi. Litvanya'da ise Valanciunas'ın pota altından bulduğu sayılar ve Kuzmisnkas'ın çabaları göze çarptı ama yeterli olmadı.

İkinci çeyrekte ise Litvanya, Kalnietis'in kendine gelmesiyle biraz da olsun toparlandı. Farkı tek baskete kadar indirdi. Valanciunas sayılarına devam ederken, Litvanya'nın dışa atışlarda çok düşük bir yüzdeyle oynadığını da belirtmek lazım. İkinci çeyrekte ayrıca basit top kayıpları da Litvanya'nın işini zorlaştıran bir diğer etkenlerdendi. İlk yarı skoru: 37-30 Yunanistan.

İkinci yarıda ise adeta Litvanya kovaladı Yunanistan kaçtı. Son 3-4 dakikaya kadar Litvanya elinden geleni yaptı hatta bir ara farkı 3'e kadar indirdi. Özellikle Kuzmisnkas ve Kalnietis'in sayılarıyla oyuna tekrar ortak olan Litvanya yine basit top kayıpları yapınca, Sloukas ve Bourousis bunları affetmedi. Calathes de dinlendikten sonra oyuna girip farkın daha da kapanmasına izin vermedi ve Yunanistan maçtan 77-64 galip ayrıldı. 

Ozan Telatar

Micro Sport Yazarı